Meleklerle yaşamak adlı kitabının yazarı sevgili Beki İkala Erikli’nin öldürülme sebebi ne acı ki yazmış olduğu kitapları çıktı…Ruh hastası olan katil Sinem Koç’un verdiği ifade ise ; “Bunun kitaplarını okuduktan sonra akli dengem bozuldu. Kitaplarında meleklerden bahsediyordu. Ne meleği, kendisi bir şeytan. Başkalarına zarar vermesin diye öldürdüm” şeklinde.
O kitapları bizlerde okuduk görülüyor ki bizlerin akli dengesi gayet yerinde,”o kitap dünyada bir tek senin mi akli dengeni bozdu ey zalim” demek istiyorum.
Diğer yandan Beki İkala’nın hakkında atıp tutan 2 yıllık psikologluk eğitimi almış yeni yetme psikologlar bu vaka hakkında yorum yaparak, kendilerini insanlığa adamış,yardımsever eğitimli yaşam koçlarını tıbbın ve bilimin yanında küçük düşürerek,isim yapma ve prim yapma derdindeler.Bu da ayrı üzücü bir durum.Yaşam koçları öyle hacamatçılar gibi Allah ne verdiyse diyerek bu işi yapmıyorlar. En az dört senelik bir üniversite diplomasından başlayarak ,yurt dışı ve yurt içi çeşitli eğitimlerden geçerek onaylı kurslardan geçiyorlar.Üniversitelerde Psikoloji ve rehberlik gibi bölümler olsa da yaşam koçluğu diye bir bölüm henüz olmadığı için psikologlar bu meslek alanını hakir görmekteler.Velevki Devlet yaşam koçları için mesleki yeterlilik ruhsatı vermiş olsaydı Beki İkala Erikli’yi tıbbın ve bilimin yanında 2 yıllık psikologluk eğitimi almış olan psikologlar küçük düşürebilecek miydi.
Burada “bir insan ölmüş insan” diyorum.Hatta öldürülmüş,yaşam hakkı elinden alınmış..Öldüreni bu masum kılmaz.Gerçeği değiştirmez.Kaldı ki Beki İkala Erikli’yi çok yakından tanıyan meslek grup arkadaşları olsun,yakın çevresi olsun kitaplarını okuyan bir okuyucudan yada kendisini hiç tanımamış oldukları halde arkasından atıp tutan psikologlardan daha iyi tanırlar.
Beki İkala’nın asistanından alınan bilgiye göre merhum en son “içime şeytan girdi” diyerek kapısını çalan bir hastasına yardım ediyormuş.Evet Sinem Koç adlı katilden bahsediyorum.Şimdi yakalandıktan sonraki ifade ile Beki İkala’nın yardımını almak için başvurduğunda ki sözler arasında bağlantı kuruyorum.Kişi eğer okuduğu kitaptan ötürü akli dengemi yitirdim diyorsa bunun düpedüz bir yalan olduğu çıkıyor ortaya.İlk müracaatında yardım alma bahanesinde zaten hayır yok.Eğer ki psikologlar Beki İkala’nın kapısını çalan hastaları bilime emanet etmesini söylüyorsa tıp bilimine emanet edilmiş hastalardan da bahsetmemek olmaz.
İçine şeytan girdiğini söyleyen kişiler günümüz şartlarında metamfetamine maruz kalmış kişilerdir.Çünkü kişiler ufak bir deprasyon,bunalım meselesinde hemen psikiyatrinin yolunu tutup ilaç kullanımına başlıyorlar.Tıpkı buradaki katil gibi.Tıptan fayda bulamayınca Beki İkalaya geliyor.Zaten katilin fiziksel görünümü metamfetamine maruz kaldığını apaçık ortaya seriyor.Kilo kaybetmiş bir beden,saçlar 3 numara ve ifade verirken bile saldırgan tavırlar içermekte.Bu konu hakkında daha önce yazdığım”Bir Depresiflik İlaç Almaya Geldim” adlı yazımda bahsetmiştim.İşte o yazımdan bir kesit
“Çözüm olarak ufak boyutta bir anksiyete bozukluğu da olsa, ille ilaç kullanımı gerekiyorsa,ruhsal davranış bozukluklarının kliniklerde gözetim altında muntazam bir biçimde hasta yatışı yapıldıktan sonra çocukluk evrelerinden incelenip,ele alınıp tedavi edilmesi lazım.
Depresif durumlar,panik atak gibi rahatsızlıklar atlatan insanların ciddi etkilere sahip olan bu ilaçlarla evine gönderilmesi bence büyük tutarsızlık…
Uykusuzluk için giden bir hastaya verilen Serequel gibi ilaçların,hatta kalp krizi geçiren insanlara bile verilen Xanax gibi,Lustral gibi,Paxil gibi kaygı ve endişe giderici ilaçlar çok dikkat isteyen ilaçlardır.
Düzensiz içiminde 1 gün unutulup ertesi günü içilmesi dahilinde ilaç ters etkiye başlayarak davranış mod bozukluğuna dönüşüyor,kişi bunu fark edemiyor tabi,aile yakınları kişiyi daha rahatsız davranışlarda görmeye başladığında farkına varamıyor,ilaç içimi için daha çok baskılıyor hastayı.Düzensiz içimle yine uzun süre kullanımında ise; hasta ilaçlarını daha beter alkol yada uyuşturucu gibi ek maddelerle kullanmaya,ihtiyaç duymaya başlıyor ve halüsülasyonlar yakasını bırakmamaya başlıyor.”
Katilin “içime şeytan girdi” demesi de işte bu noktada başlıyor.Akli dengesi zaten bozulmuş olan şahıs Beki İkala’nın kitabını okuduktan sonra ondan yardım istiyor.
Şimdi ben o 2 yıllık psikologluk eğitimi almış olan tıp ve bilime güvenerek “hastalarımızı yaşam koçlarından korumak zorundayız” diyen (ismini vermeyeceğim ) o yeni yetme doktor arkadaşa sormak istiyorum metamfetamin bu kadar zararlıyken halüsülasyon gördürürken,kilo kaybettirirken,cinayet işletirken bu insanlara çok güvendiğiniz tıp neden ilaçları yazıp hastaları evine postalıyor ?
Neden kliniklerde doktor gözetiminde tedavi edilmiyor.?
Neden sabah akşam içeceksin şu gün yeniden gel diyerek toplumun içine başıboş salınıyor bu insanlar ?
Yaşam koçlarından hastaları korumayı düşüneceğinize,bir ruh hastası tarafından öldürülmüş iyilikleriyle başarısıyla,güzel davranış ve iyilik ikonu olmuş bir insanın arkasından atıp tutarak prim yapmayı düşüneceğinize sizler önce insanları tedavi etmek için kullandığınız uyuşturucu içerikli ilaçlardan koruyun.
O zaman toplumu da bu katillerden korumuş olursunuz.
İlaçları kontrolsüzce insanlara teslim edip,içti mi içmedi mi durumunu gözetmeden,ilgilenmeden salarsanız topluma, haliyle ruh hastaları tıptan umudunu keser Beki ye de gider Bekir’e de..
İnsanlara ilaçları sırf ilaç ticaretinden komisyon almak adına yazıp gönderirken malum bir ruh hastasının da gelip siz psikologları,psikiyatrileri öldürmeyeceğini ne biliyorsunuz ?
İnsanlar bilinç altlarındaki kirlilik yüzünden mutsuzlar,huzursuzlar,başarısızlar ..Bilinçaltındakileri metamfetamin içerikli,dopamin salgılasın diye verdiğiniz kokain içerikli boktan bir deprasyon ilacı mı temizleyecek ?
Yaşam koçlarını tanıdığımdan bu yana sevgi dolu ilaçsız bir dünyam var benim.İnsanları,yaşamı daha çok sevdim ben,empati yeteneğim daha bir arttı,bir çoğunun uyuşmuş algısının aksine algım daha da yükseldi.Düzgün nefes alış verişlerim sayesinde oto-kontrolüm düzene girdi.Manyetik zekamı uyuşturmadan kullanabilmeyi yaşam koçlarından öğrendim.Müzikler arasına yüklenmiş subliminal kodlarla ruhumu temizleyebilmeyi öğrendim.Düşünce gücümü kullanmayı öğrendim.
Kendimi psikolojik sorunlar için kapitalizmin köpeği olmuş tıbba kaptırmadığım için ve sevgili Beki İkala’nın kitabına sahilde bir bankta unutulmuş olarak rastladığım için,o kitaba sahip olduğum için kendimi o kadar şanslı hissediyorum ki..
İyi ki okumuşum o kitabı..İyi ki yazmış..Ruhu şad olsun.Bu kadar faydalı olan bilinçli,bilgili bir insanı acımasızca katledildiği halde bugün karalayanlar ve arkasından atıp tutanların da dili kopsun diyorum.
Ve Mevlana’nın bu sözü de bu yazımı okuyup paylaşanlara dip not olsun.
“Yol kesenler olmadıkça, lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça, sabırlılar, gerçek erler, yoksulları doyuranlar nasıl belirir,nasıl anlaşılır?