Etiket arşivi: Psikiyatri

Psikiyatri Doktorları Bu Yazımızı Sevmeyecek.

Şizofrenler bu zamana dek tıbbın söylediğinin tam aksine sadece epifiz bezi (mührü) kırılmış Gayb alemine bilinçsizce düşmüş ,ya da dışarıdan yapılmış her hangi bir büyüyle musallata maruz kalmış,veyahutta uygunsuz durumlarda alkol,uyuşturucu tarzı maddelerle varlıkların sahasına fark etmeden bulaşmış kişiler olabiliyordu.Fakat bilim bunu çıkarlarına gölge düşecek diye üstünü örtüyordu.Bizim ülkemizde bu tür insanlara psikiyatrik damgalar basılarak aşağılanırken, vatikan bu tür belirti veren kişileri önce metafizik ilimle temizliyor,sonra Adam Kadmon (insanı kamil) olarak bünyesine alıp ruh ve madde alanında ,kozmik alanda değerlendirip yetiştiriyordu.Biz ise bilimlere güvenerek ruh hastası ya da şizofren diyorduk..Bu zamana dek ilimler susturuldu,alimler susturuldu dışlandı.Ama gün bugün alimlerin ve ilimlerin ne yazık ki tüm hastalıklar hakkında haklı çıktığı gündür.Şu an yıl 2019, ve 5 ci boyut yaşamında ülkemizde çoğu insanlar şizofrenlerin yaşadığı bu belirtilerden bahseder oldular.

Hurafe denilen varlıkları deneyimlemeye ve görmeye bile başladılar.Onu geçtim karanlık güçlerin zihinsel yönetimin de negatif etki almış olan vatandaşların temizliğine, kanal olup şifacı olarak tedavi etmeye bile başladılar.O zaman Türk Tıbbına göre ve psikiyatri bilimine göre şifacılar ve simyacılar da dahil hepimiz şizofreniyiz..İşin iç kısmına da bakarsanız öyle değil işte .Bunu hep yansıtırım.Beni tanıyanlar bilir,psikiyatrik ilaçlar bilinçli bir toplumun idam sehpasıdır.Psikiyatri bilimini karanlık güçler var etmiştir..Bunu fark edenler şuur üstü düşünebilenler bilir.Çünkü hedeflerinde; *İnsanların algılarını kapatmak, *Şuurunun üstüne çıkabilmiş olan uyanık insanları damgalayarak ilaç kullanımını tedavi altında yaygınlaştırmak,*Böylelikle kendi faydalandıkları manevi alemlerden bütün şifacıların faydalanmasını engelleyerek şuurlarını kapatacaklardı, insanları gayb bilgilerinden uzak tutacaklardı, varlıksal alemlerden bihaber yaşayan standart geçirgen insanların da üzerinde kötü enerjili varlıkları kullanarak hasta edecekler, daha çok ilaç kullanılacak ve bu bilim aracılığıyla daha çok para kazanılacaktı.Öte yandan bir gerçeği biliyorlardı ki psikiyatrik ilaca bağımlı olan insanlar asla iyileşmeyeceklerdi ve yan etkilerle davranış mod bozukluklarıyla toplumda kimi kendini imha edecekti,kimi ailesini yok edecekti,kimi çocuklara ,kimi hayvanlara zarar verecekti.Kimisi de psikiyatrik ilaçların etkisiyle daha bir üst model uyuşturucuların tuzağına düşecekti.Ve uyuşturucular da toplumun içinde böylelikle pazarda yerini alacaktı..Dünyayı yönetiyoruz hükmü altında yıllarca insanlara bunları yaşattılar.Genç,yaşlı,çocuk denilmeden insanların DNA larını böyle bozdular.Geçmişe kalırsa hep hurafeydi,komplo teorisiydi bunlar ve bu belirtileri yaşayanlar şizofrendi aileleri hemen kliniğe götürürdü.İlaçlarla meseleyi daha da işin içinden çıkılmaz hale getirirlerdi.Yazık ettiler onca insana yazık..En çok üzüldüğümde şu ki, bu konuda çok üzüldüğüm bir hadise vardır..Yıl 2014 Gata da bir profesör doktor şizofreni hastalığını metafiziksel varlıkların yaptığını iddia ederek teşhisini ortaya attı..Gata da görev yapan bu doktorun adı Kemal Irmak’tı. Bunu iddia ettiği için Gata gibi yerde aşkla görevini yapan bu adamı harcadılar,bunu söylediği için bitirdiler…Adamı tüm meslektaşları hayattan soğuttular.Yıl 2019 ve Gata profesörünü zaman haklı çıkartmıştır.Umarız acımasızca men ettikleri bu değerli doktoru Avrupa alıp kendi bünyesinde çalıştırmaya başlamamıştır..İşte böyle böyle ilim ve bilimde geri kaldı bu ülke..Bir ülkenin alimlerine ve ilimlerine leke atılıyorsa anlayın ki orada karanlık güçlerin metafiziksel bir çıkarı ve menfaatsel planları mutlak olarak zarar görüyordur. Evet başlıkta yazdığım gibi Psikiyatri doktorları bu yazımızı sevmeyecek…Artık kendi keyiflerine kalmış.Kabul etseler de etmeseler de psikiyatri bilimi metafizikle çalışmak zorundadır,metafizik ilminden yardım almak zorundadır.Hele ki artık dünyada metafiziksel savaşların yapıldığı bu dönemler atlatılırken insanları ilaçlarla katletmek, hele ki ergenlik dönemini atlatan her gence ve zihinde hareketlilik yaşayan,ilgilenildiği takdirde bilim adamı olacak olan bu yeni nesil indigo ve kristal çocuklara dikkat dağınıklığı adı altında hastalık damgası yapıştırmak,yeni nesilleri metamfetamin ve kokain içerikli ilaçlara mahkum etmek, gıda terörü uygulanarak kas romatizmasına esir edilmiş memleketimin %90 ına serotonin üretemiyor adı altında mutsuzluk hastalığı damgası yapıştırıp adına fibromiyalji demek ve depresyon ilaçları yükleyerek yaşamına devam etmelerini istemek ayrı bir psikopatlıktır. Evet bu ülkenin insanları mutsuz,evet bu ülkenin insanları saldırgan artık.Evet bu ülkenin insanları keser dönüyor hesap dönüyor ve ilaçlara bağımlı olarak başka alanın doktorlarına ilaç yazmadıkları için saldırıyor artık.Bu saldırıları yapan insanlar değil,içlerine yerleşmiş olan ve zihinlerine sürekli öfkeyi,kavgayı ,emreden metafiziksel varlıklardır.İnsanlar psikiyatrik ilaçlarla zihinden komut edilebilir hale geldiler artık.Bunun bilincinde olun…Görüldüğü gibi bütün bunlar benim ülkemde bir psikiyatri biliminden ziyade insan ırkını yok etme planına ortak olup karanlık güçlere hizmet etmekten başka bir şey değildir.İşte siz psikiyatrilerin inanmadığı metafizik ilmini eski Şaman Türkleri de doğrular ve kanıtlar ki insanlar bu şekilde tedavi edilir ve korunurlardı.Bu devletin acil olarak işinin ehli olanlardan Ak Şamanlar ve Ehlibeyt olarak birlik olup Metafizik ekibini kurmaları gerekmektedir.Üzgünüm ama bu bir gerçek dünya Simya ile yönetiliyor.Terör inanmadığınız Simya ile yapılıyor.Savaşlar Simya ile yapılıyor.Müslümanın Müslümanı vurduğu yerde Simya ile beyinler yıkanıyor,insanlara negatif varlıkları gönderiyorlar.İnsanlar kan döküyor.Bizim ülkemizin yetişmiş İblisten uzak Ak Şamanları ve Ehlibeyt gerçek Havasçıları bunun üzerine çalışmalıdırlar.Şimdilik diyeceklerim bu konuda bu kadar..


Sevgiyle kalın..

Cansel Işık

Paylaş

BEKİ İKALA ERİKLİ İÇİN YAZILMIŞTIR.


1337600_7b0bb070d080cdf554b2d1f775b54cf2_640x640
maxresdefault58543f99f0dc1e51244e1ec5

Meleklerle yaşamak adlı kitabının yazarı sevgili Beki İkala Erikli’nin öldürülme sebebi ne acı ki yazmış olduğu kitapları çıktı…Ruh hastası olan katil Sinem Koç’un verdiği ifade ise ; “Bunun kitaplarını okuduktan sonra akli dengem bozuldu. Kitaplarında meleklerden bahsediyordu. Ne meleği, kendisi bir şeytan. Başkalarına zarar vermesin diye öldürdüm” şeklinde.

O kitapları bizlerde okuduk görülüyor ki bizlerin akli dengesi gayet yerinde,”o kitap dünyada bir tek senin mi akli dengeni bozdu ey zalim” demek istiyorum.
Diğer yandan Beki İkala’nın hakkında atıp tutan 2 yıllık psikologluk eğitimi almış yeni yetme psikologlar bu vaka hakkında yorum yaparak, kendilerini insanlığa adamış,yardımsever eğitimli yaşam koçlarını tıbbın ve bilimin yanında küçük düşürerek,isim yapma ve prim yapma derdindeler.Bu da ayrı üzücü bir durum.Yaşam koçları öyle hacamatçılar gibi Allah ne verdiyse diyerek bu işi yapmıyorlar. En az dört senelik bir üniversite diplomasından başlayarak ,yurt dışı ve yurt içi çeşitli eğitimlerden geçerek onaylı kurslardan geçiyorlar.Üniversitelerde Psikoloji ve rehberlik gibi bölümler olsa da yaşam koçluğu diye bir bölüm henüz olmadığı için psikologlar bu meslek alanını hakir görmekteler.Velevki Devlet yaşam koçları için mesleki yeterlilik ruhsatı vermiş olsaydı Beki İkala Erikli’yi tıbbın ve bilimin yanında 2 yıllık psikologluk eğitimi almış olan psikologlar küçük düşürebilecek miydi.
Burada “bir insan ölmüş insan” diyorum.Hatta öldürülmüş,yaşam hakkı elinden alınmış..Öldüreni bu masum kılmaz.Gerçeği değiştirmez.Kaldı ki Beki İkala Erikli’yi çok yakından tanıyan meslek grup arkadaşları olsun,yakın çevresi olsun kitaplarını okuyan bir okuyucudan yada kendisini hiç tanımamış oldukları halde arkasından atıp tutan psikologlardan daha iyi tanırlar.
Beki İkala’nın asistanından alınan bilgiye göre merhum en son “içime şeytan girdi” diyerek kapısını çalan bir hastasına yardım ediyormuş.Evet Sinem Koç adlı katilden bahsediyorum.Şimdi yakalandıktan sonraki ifade ile Beki İkala’nın yardımını almak için başvurduğunda ki sözler arasında bağlantı kuruyorum.Kişi eğer okuduğu kitaptan ötürü akli dengemi yitirdim diyorsa bunun düpedüz bir yalan olduğu çıkıyor ortaya.İlk müracaatında yardım alma bahanesinde zaten hayır yok.Eğer ki psikologlar Beki İkala’nın kapısını çalan hastaları bilime emanet etmesini söylüyorsa tıp bilimine emanet edilmiş hastalardan da bahsetmemek olmaz.
İçine şeytan girdiğini söyleyen kişiler günümüz şartlarında metamfetamine maruz kalmış kişilerdir.Çünkü kişiler ufak bir deprasyon,bunalım meselesinde hemen psikiyatrinin yolunu tutup ilaç kullanımına başlıyorlar.Tıpkı buradaki katil gibi.Tıptan fayda bulamayınca Beki İkalaya geliyor.Zaten katilin fiziksel görünümü metamfetamine maruz kaldığını apaçık ortaya seriyor.Kilo kaybetmiş bir beden,saçlar 3 numara ve ifade verirken bile saldırgan tavırlar içermekte.Bu konu hakkında daha önce yazdığım”Bir Depresiflik İlaç Almaya Geldim” adlı yazımda bahsetmiştim.İşte o yazımdan bir kesit
“Çözüm olarak ufak boyutta bir anksiyete bozukluğu da olsa, ille ilaç kullanımı gerekiyorsa,ruhsal davranış bozukluklarının kliniklerde gözetim altında muntazam bir biçimde hasta yatışı yapıldıktan sonra çocukluk evrelerinden incelenip,ele alınıp tedavi edilmesi lazım.

Depresif durumlar,panik atak gibi rahatsızlıklar atlatan insanların ciddi etkilere sahip olan bu ilaçlarla evine gönderilmesi bence büyük tutarsızlık…
Uykusuzluk için giden bir hastaya verilen Serequel gibi ilaçların,hatta kalp krizi geçiren insanlara bile verilen Xanax gibi,Lustral gibi,Paxil gibi kaygı ve endişe giderici ilaçlar çok dikkat isteyen ilaçlardır.

Düzensiz içiminde 1 gün unutulup ertesi günü içilmesi dahilinde ilaç ters etkiye başlayarak davranış mod bozukluğuna dönüşüyor,kişi bunu fark edemiyor tabi,aile yakınları kişiyi daha rahatsız davranışlarda görmeye başladığında farkına varamıyor,ilaç içimi için daha çok baskılıyor hastayı.Düzensiz içimle yine uzun süre kullanımında ise; hasta ilaçlarını daha beter alkol yada uyuşturucu gibi ek maddelerle kullanmaya,ihtiyaç duymaya başlıyor ve halüsülasyonlar yakasını bırakmamaya başlıyor.”
Katilin “içime şeytan girdi” demesi de işte bu noktada başlıyor.Akli dengesi zaten bozulmuş olan şahıs Beki İkala’nın kitabını okuduktan sonra ondan yardım istiyor.
Şimdi ben o 2 yıllık psikologluk eğitimi almış olan tıp ve bilime güvenerek “hastalarımızı yaşam koçlarından korumak zorundayız” diyen (ismini vermeyeceğim ) o yeni yetme doktor arkadaşa sormak istiyorum metamfetamin bu kadar zararlıyken halüsülasyon gördürürken,kilo kaybettirirken,cinayet işletirken bu insanlara çok güvendiğiniz tıp neden ilaçları yazıp hastaları evine postalıyor ?
Neden kliniklerde doktor gözetiminde tedavi edilmiyor.?
Neden sabah akşam içeceksin şu gün yeniden gel diyerek toplumun içine başıboş salınıyor bu insanlar ?
Yaşam koçlarından hastaları korumayı düşüneceğinize,bir ruh hastası tarafından öldürülmüş iyilikleriyle başarısıyla,güzel davranış ve iyilik ikonu olmuş bir insanın arkasından atıp tutarak prim yapmayı düşüneceğinize sizler önce insanları tedavi etmek için kullandığınız uyuşturucu içerikli ilaçlardan koruyun.
O zaman toplumu da bu katillerden korumuş olursunuz.
İlaçları kontrolsüzce insanlara teslim edip,içti mi içmedi mi durumunu gözetmeden,ilgilenmeden salarsanız topluma, haliyle ruh hastaları tıptan umudunu keser Beki ye de gider Bekir’e de..
İnsanlara ilaçları sırf ilaç ticaretinden komisyon almak adına yazıp gönderirken malum bir ruh hastasının da gelip siz psikologları,psikiyatrileri öldürmeyeceğini ne biliyorsunuz ?

İnsanlar bilinç altlarındaki kirlilik yüzünden mutsuzlar,huzursuzlar,başarısızlar ..Bilinçaltındakileri metamfetamin içerikli,dopamin salgılasın diye verdiğiniz kokain içerikli boktan bir deprasyon ilacı mı temizleyecek ?
Yaşam koçlarını tanıdığımdan bu yana sevgi dolu ilaçsız bir dünyam var benim.İnsanları,yaşamı daha çok sevdim ben,empati yeteneğim daha bir arttı,bir çoğunun uyuşmuş algısının aksine algım daha da yükseldi.Düzgün nefes alış verişlerim sayesinde oto-kontrolüm düzene girdi.Manyetik zekamı uyuşturmadan kullanabilmeyi yaşam koçlarından öğrendim.Müzikler arasına yüklenmiş subliminal kodlarla ruhumu temizleyebilmeyi öğrendim.Düşünce gücümü kullanmayı öğrendim.
Kendimi psikolojik sorunlar için kapitalizmin köpeği olmuş tıbba kaptırmadığım için ve sevgili Beki İkala’nın kitabına sahilde bir bankta unutulmuş olarak rastladığım için,o kitaba sahip olduğum için kendimi o kadar şanslı hissediyorum ki..
İyi ki okumuşum o kitabı..İyi ki yazmış..Ruhu şad olsun.Bu kadar faydalı olan bilinçli,bilgili bir insanı acımasızca katledildiği halde bugün karalayanlar ve arkasından atıp tutanların da dili kopsun diyorum.

Ve Mevlana’nın bu sözü de bu yazımı okuyup paylaşanlara dip not olsun.
“Yol kesenler olmadıkça, lanetlenmiş şeytan bulunmadıkça, sabırlılar, gerçek erler, yoksulları doyuranlar nasıl belirir,nasıl anlaşılır?

Cansel Işık

Facebook'ta Paylaş

Paylaş

BİR DEPRESİFLİK İLAÇ ALMAYA GELDİM

Bipolar

Gündemdeki hiç bir konuyu garipsemiyorum artık..Hele Adana’daki seri katili mi ? Evet garipsemiyorum,çünkü onları toplumda çok önce fark edip görüp anlattığımda bana abartıyorsun diyenler olmuştu.

Benim anlamadığım aslında şu ; memlekette bunca ruh doktoru varken bu kadar hastalıklı insanın toplumda rahatça tedavi olmadan dolaşmasını anlayamıyorum.
Haa doktora gitmezse doktor nereden bilecek mi diyoruz 🙂 esas zaten meselede orada başlıyor ya.Doktora gidiyorlar doktorlar kafadan uyuşturucu içerikli ilaçlar veriyor ve hasta yakınlarını ilaçlar hakkında uyarmıyorlar,düzenli içilmez ise davranış mod bozukluğundan tutunda cinayete ve sonrada intihara kadar yol alıyor bu durum.
Doktorların böyle tutarsızca ciddi etkileri olan ilaçları ayaküstü yazıp,hastaları topluma salmasına mı ?
Ona hiç anlam veremiyorum..
Durumlar böyle iken durduk yere intihar edenimiz de,davranış bozukluğundan seri cinayetimizde bol olacak…
Toplumun huzuru ve güveni için ahlak kuralları zaten tamamı ile etkisiz..Bunun yanı sıra görüyoruz ki hukuk kurallarının yetmediği de aşikar.
Çözüm olarak ufak boyutta bir anksiyete bozukluğu da olsa, ille ilaç kullanımı gerekiyorsa,ruhsal davranış bozukluklarının kliniklerde gözetim altında muntazam bir biçimde hasta yatışı yapıldıktan sonra çocukluk evrelerinden incelenip,ele alınıp tedavi edilmesi lazım.

Depresif durumlar,panik atak gibi rahatsızlıklar atlatan insanların ciddi etkilere sahip olan bu ilaçlarla evine gönderilmesi bence büyük tutarsızlık…
Uykusuzluk için giden bir hastaya verilen Serequel gibi ilaçların,hatta kalp krizi geçiren insanlara bile verilen Xanax gibi,Lustral,Paxil gibi kaygı ve endişe giderici ilaçlar çok dikkat isteyen ilaçlardır.

Düzensiz içiminde 1 gün unutulup ertesi günü içilmesi dahilinde ilaç ters etkiye başlayarak davranış mod bozukluğuna dönüşüyor,kişi bunu fark edemiyor tabi,aile yakınları kişiyi daha rahatsız davranışlarda görmeye başladığında farkına varmıyor,ilaç içimi için daha çok baskılıyor hastayı,düzensiz içimle yine uzun süre kullanımında ise hasta daha beter alkol yada uyuşturucu gibi ek maddelerle kullanmaya ihtiyaç duymaya başlıyor ilacı ve halüsülasyonlar yakasını bırakmamaya başlıyor.
Çok sağlıklı bir görünüme sahip bu insanlar,trafikte aranızda.Metrobüslerde aranız da.
Alışveriş merkezlerinde aranızda.Konser gibi organizasyonlarda aranızda.Okulda aranızda.Yani kısacası her yerde..Belki de aynı evi paylaştığımız kişilerde bile,hatta hiper aktif teşhisi koyulmuş evladımız bile bu risk altındadır.Hiper aktif çocuklarımızın sayısı gittikçe arttığı gibi,bu durumu yakından incelediğim için biliyorum,o taze beyinlere sırf dopamin hormonu salgılayamıyor diye içeriğinde 0,5 mg kokainden tutun,Metamfetamin denilen içeriklere kadar sahip ilaçlar verilmekte.

En basit örneği metamfetamin için verirsek ;

Metamfetamin (kristal meth); uyarıcı ve halüsinasyon özelliği olan sentetik bir madde olarak bilinir.Birçok uyarıcı gibi, 6-24 saat süren güçlü bir öfori; dolayısıyla bağımlılık yapma yeteneğine de sahiptir. Yapı olarak amfetamine yakın psikoaktif bir madde olarak bilinir.

Dediğim gibi durumun ciddiyetini düşünürsek, ufak boyutta bir anksiyete bozukluğu da olsa, illede ilaç kullanım gereksinimi varsa 7 den 70 e ruhsal davranış bozukluklarının kliniklerde gözetim altında muntazam bir biçimde hasta yatışı yapıldıktan sonra,çocukluk evrelerinden incelenip,ele alınıp tedavi edilmesi gerekmez mi ?

Aslında bu işin ilaçsız tedavi boyutları da mevcut,Mesela Neurofeedback gibi…İllede kendimizde,eşimizde,yada evladımız da,ailemizde ufak çaplı anksiyete bozukluğu hissediyorsak,bu akut migren bile olsa ilaçsız tedavilere yönelinmeli diyorum ben.İlaçsız tedavi sistemleri bozulan beyin nöronlarını ve hücreleri onarabilecek güce sahip.

Bunun için araştırırsanız çok güzel başarılara imza atmış uzmanlar ve merkezler mevcut artık.

Siz ne düşünürsünüz bilemiyorum ama , sırf ilaç firmaları para kazansın bende komisyonumu alayım derdine, tutarsız ilaç yazıp hastaları eve yollayan doktorları toplum huzuru ve güveni için çok tehlikeli görmeye başladım ben…
Bunca ruh hastası durduk yerde artmış olabilir mi sizce de ?

Umarım hepimiz için işin bu tarafını dikkate alırlar..

Cansel Işık/Manyakaşkıngelini

Facebook'ta Paylaş

Paylaş