Arka balkona çıktığımda son zamanlarda muhteşem kuş sesleri duymaya başladım.Arka balkonumun baktığı yer 10 ya da 15 binanın karşılıklı ve yan yana dizilimiyle oluşturduğu, dikdörtgen uzunlamasına çıkışı olmayan bir bahçeyi görüyor,bahçe de ne bahçe poklu bahçe.Bahçeye fare düşse cennete düştüm sanır o derece.Neyse uzun zaman önce yan binanın zemin katına bir adam taşındı,o daire binalar arasında en şanslı olanı.Vaktiyle ilk oturan peyzajını yapmıştı.Bu adam da sonradan o daireyi satın aldı.(İtiraf ediyorum o evde gözüm vardı ?)
Her sabah ve gün içinde duymaya başladığım kuş sesine kulak verir oldum.Meraklıyım hani bu muazzam çoğul konçerto nereden geliyor. Poklu bahçeden gelmesi imkansız.Bakınca insanın şevki kırılıyor.Duyduğum sesler sıradan doğa kuşları değil, kanarya,muhabbet,bülbül ne ararsan karışık sesler.Bir ara baktım zemin kattaki adam güvercin uçuruyor , ama öyle böyle değil tanesi 50 binlik cins güvercinler, şöyle 12 tane var.50 binlik güvercinler ben 5 ci katta olduğum için gelip gelip benim camlarıma sıçıyorlar. Hani hayvan severiz ya ” olsun 50 binlik güvercin boku bu götlerine sağlık” diyerek temizliyorum. Adam güvercin zengini. Ne var bir tanesi de kazara evimin içine girse ,burada kötü niyetliyim vallahi,içeri girdi mi bitti.Talih kuşum gelmiş diye götürüp satarım şerefsizim.?? Dokunmaz güvercin zenginine.
Ben halen kuş seslerindeyim tabi, nereden geliyor bu sesler.Bazen kuş sesleri de aralıksız çoklu duyulunca melodi olmaktan çıkıyor,beyin yanıyor. İnsanda ters etki yapmaya başlıyor.Yaktım bir sigara,çektim taburemi.
Yerde ufak yavru kedi bileklerimi tırmalayarak antrenman yapıyor.
Derken kuş sesleri bir yükseldi, bir çoğaldı. Arada karışık insan sesleri.Bir yerde bir şeyler oluyor kesin.
Aşağıda ki güvercinciye seslendim,”kuşlar” dedim, ” kuşlar sizin mi ?”
“Evet benim” dedi.
“Hayır güvercinleri kastetmedim,şu susmaksızın öten kuşları diyorum, duyuyor musunuz?”
” Ha onlar mı,onlar bu evin kuşları ” dedi benim çaprazımdan bir balkon gösterdi.
İyice baktım dikkatlice, ne göreyim adam dizmiş kafesleri, cik cik cik meğersem konçerto oradan gelirmiş ? Öyle bir kaç kuş değil söylediğim.
Dedim ki ” kuşçu mu bunlar? Evlerinde kuş mu satıyorlar? ” dedim.
” Hayır adam satmıyor,zevkine besliyor da,daha doğrusu karısının çenesi açılınca ötüyor bu kuşlar, adam karısının çenesine çare olarak en son bunu bulmuş.”dediğinde
“Vay be” dedim.
Aklıma geldi bir aralar karısını döven bir adam vardı, her akşam kavga kıyamet kopardı. Poklu bahçe tarafında öyle bir şey ki herkes herkesin evinde ne oluyor,ne bitiyor megafona verilmişcesine ister istemez duyuyor.Aile kavgaları,telefon konuşmaları,ekonomik yetersizlikler,kadınların dedikoduları,çoluk çocuk tantanaları,küfürler,müstehcen iletişim sesleri ne ararsan var,bunlara bu aralar Arapça yayından Suriyeli konuşmaları da dahil oldu..Hepsi sanki aynı çatı altındaymışsın gibi evinin içinde,kulağının içinde.
Güvercincinin demesine göre kuşların sahibi meğersem karısını döven adammış.Kuşlardan sonra dövmez olmuş.Kadın konuşmaya başlayınca kuşlar çıldırmış gibi ötmeye başlıyormuş ve adam kadının sesini duymaz oluyormuş.
Neyse kuşlar işe yaramış,kadın dayak yemez olmuş.Ne güzel.
İyi güzel kuşçu karısının sesini duymaz olmuş da, gel gelelim kuşçunun bilmediği bir şey var; kuşlarda bende insanlar ötünce tüm evleri duyuyoruz.Hele kuşlar Arapların evinde kavga olduğu zaman çıldırıyorlar.
İşte bu sıkıntı.
Nitekim arka poklu bahçede ki evler hiç susmuyor ve susmayacak,e tabi bütün evleri duyan kuşlarda öyle.
Çünkü bu durumdan kuşlarda rahatsız bende.
Cansel Işık/Manyakaşkıngelini